Translate

13 Mayıs 2009 Çarşamba

MEVLANA'DA GÖNÜL ZENGİNLİĞİ











ALLAH'IN (CELLE CELALÜHÜ) MERHAMET DENİZİ SONSUZ OLDUĞU İÇİN HERKESİ, HER ŞEYİ KUŞATIR. O'NUN GENİŞ MÜLKÜNDE HERKESE, HER ŞEYE YER VARDIR; MÜSAMAHASI HAVSALALARA SIĞMAYACAK KADAR GENİŞTİR YÜCE RABB'İMİZİN.






















1."Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol!"
Öyleyse sen de, madde ve mana yoksulunun elinden tut ki, Allah da (celle celalühü) sana uçsuz bucaksız ruh ufukları bağışlasın.
Fukaraya kol kanat ger, malın-mülkün bereketlensin, öte yurdun genişlesin.
Bir ırmak gibi, geçtiğin yerleri yeşert, güzelleştir; Allah da (celle celalühü) sana ebedi güzellik mülkü bağışlasın!


















2."Şefkat ve merhamatte güneş gbi ol!"
Güneş, rahmet sıfatnın tecellisidir.
Görkemli varlığıyla hep görevdedir.
Asırlar üst üstte devrilir, çağlar art arda sıralanır, güneş hep aynı güneştir.
Bir göreve koşulmuştur ki, ikinci bir emre kadar kayıtsız şartsız itaattedir.
Işığıyla, hareketiyle bir sebildir bütün varlıklar için.
Şu dünya yüzünde birkaç gün yok farz edelim güneşi, o zaman anlarız onun ne büyük nimet olduğunu.
Ey Ademoğlu, madem yaratılmışların en şuurlusu, en şereflisisin,güneş gibi ol!
Varlığına konmuş sevgi cevherlerinle, gönüllere yönel!
İyi kötü demeden herkesi, hatta en çok da kötüleri, sevgisizleri kucakla!
Çoğu gönüllerin sevgisizlikle katılaşıp karardığını anla ki, beklentisiz sevginle kurumuş kalmş gönülleri yeşert, ışıldat!
Güneşin seni, beni aydınlatması; başkalarını aydınlatmasına engel değildir. İlahi kaynaktan beslenen sevgi, paylaştıkça çoğalır, bereketlenir.
Sevgin güneş gibi köşe bucak her yanı, yürek yürek herkesi kuşatsın, aydınlatsın.
Sevgi ve merhamette güneş gibi ol ki, ilahi güneşin pırıltıları da seni kucaklasın.
Güneş gibi ol ki, Allah (celle celalühü) sana, şı başımızda dönüp duran güneşten daha büyük ihsan güneşleri bağışlasın!

"Aç herkese, açabildiğin kadar sineni; ummanlar gibi olsun! İnançla geril ve insana sevgi duy; kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mazlum gönül...!"





3."Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol!"
Başkalarının hatalarını örtmek, araştırmamak büyüklük. Ve inancımızın gereği.
İnsanın bir hatasını yüzüne vurmak, faydadan çok zarar getirir.
Halbuki olacaksa, dolaylı hatırlatma olmalı. Gece nasıl her şeyi görünmez kılıyorsa.
Sen de hataları öyle görünmezliğe büründür. Fahr-i Kainat Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular: "Kim bir Mülüman'ın ayıp ve kusurlarını örterse, Allah Teala da (celle celalühü) o kimsenin ayıp ve kusurunu örter."
Sen birinin kusurunu örtersin, bu meziyete karşı sevap alırsın şüphesiz; ama bundan daha büyük bir mükafat var: Yüce Allah da (celle celalühü) senin kusurunu örter.
Allah'ın (celle celalühü) kusur örtmesi, kulun kusur örtmesine benzemez. Hem dünyada bunun faydasını görürsün, hem ukbada.
Birinin kusurunu örtmekle onu mahcubiyet ve utanma duygusundan kurtarırsın; ama Allah'ın (celle celalühü) kusur örtmesi ilahi bir lütuftur.
Yüce Yaratıcı, bir kulunun kusurunu örtüyorsa, bunda inceden inceye bir af ihsanı var. Öyleyse senin kusurun örtülecekse, bin kusur örtmeye değmez mi?
Kusurları örtmenin nice hikmetleri var. Perde yırtılmasın, ara yerde pişmanlık ve tövbe için fırsat kalsın diye görmezden gelinmeli hata ve kusur. Böylece nefsin arsızlaşmasına değil; vicdanın uyanmasına zemin hazırlanmalı.




4."Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol!"
"Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz kızarır."
Öfkenin mantığı yoktur. Gelince kovar insafı, sağduyuyu.
Öfkeyi bir sel gibi kabarıkken frenlemek, en büyük yiğitlik.
Efendimiz (sallallahü aleyhi ve selem) buyuruyor: "Öfke ateştir."; "Öfkelendiğiniz zaman hemen oturun, geçmediyse, uzanın yatın!"; "Öfke anında abdest alın!" Çünkü ateşi su söndürür.
Ayakta olmak, harekete yakın olmaktır. Oturalım ki, fiili teşebbüsten bir adım uzak kalalım. Olmadı, yatalımki, öfke bizden daha da uzaklaşsın.


5."Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol!"
Toprak ayak altındadır. Bitirdikleri, gönüllerde ve el üstündedir.
Toprak hakir görünür, hep alçakgönüllürdür.
"Arz, alemin kalbi olduğu gibi, toprak unsuru da arzın kalbidir. Ve tevazu, mahviyet gibi maksuda isal eden yolların en yakını topraktır. Belki toprak. en yüksek semavattan Halık-ı Semavata daha yakın bir yoldur..."
(Mesnevi_i Nuriye-Şule)




6."Hoşgörüde deniz gibi ol!"
Allah'ın (celle celalühü) merhamet denizi sonsuz olduğu için herkesi, her şeyi kuşatır. O'nun (celle celalühü) geniş mülkünde herkese, her şeye yer vardır; müsamahası havsalalara sığmayacak kadar geniştir Yüce Rabb'imizin (celle celalühü).
Deniz de kuşatıcı, uçsuz bucaksız oluşu ile sonsuzluğun remzidir.
Denizde ne yaşamaz ki! Ama denizdeki varlıklar, kendi sınırlarını bilerek hayatlarını devam ettiriyor. Denizde her varlığınım fıtratına göre yaşamasına müsamaha gösteriyor ki, bu masmavi sular alemi böylesine sırlı ve ahenkli güzellik kazanıyor.
Hoşgörü de, insanı yüceltir, vicdan sahibi kusurluyu insafa çağırır. Başka varlıklara müsamaha ile bakmak, onlara bağrını açmak, büyük olmanın gereğidir. Bağrını açan, sevgi kazanır.




7."Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!"
Mü'min olmanın vasıflarındandır: Olduğu gibi görünmek, göründüğü gibi olmak.
Herkesin elinden, belinden, dilinden emin olduğu, güvenilir kimsedir Müslüman.
O halde içimiz dışımız bir olmalı; maskesiz! İnsanları, kendin hakkında büyük beklentilere sokup işini zorlaştırma.
Olduğumuz gibi görünmemek başımıza işler açar. Bir gün mutlaka ortaya çıkar gerçek.
İçi dışı bir olmak, bir meziyet değil; bir mecberiyet mü'min için.