Translate

13 Kasım 2009 Cuma

KURBAN BAYRAMININ ANLAMI






Cenab-ı Hakk'ın dostu olma şerefiyle şereflenmiş bir peygamber olan İbrahim (a.s.) bir adakta bulunmuş, bir oğlu olduğu takdirde onu Allah'a kurban edeceğini adamıştı. Aradan geçen zaman içerisinde oğulları olmuş ama o, adağını nasılsa unutmuştu. Rüyada oğlunu kurban ediyor görmüş ve irkilmişti. Hz. İbrahim bu rüyayı üç ayrı gece görmüştür. Peygamberlerin rüyası vahiy olduğu gibi onlar tarafından yapılan tabirleri de vahiydir. İbrahim a.s. da rüyasını, oğlunu kurban etmesi gerektiği şeklinde tabir etmiş ve böylece bu tabir de vahiy olmuştur. Artık Hz. İbrahim'in bu vahyi yerine getirmesi gerekiyordu.

Elbette bu çok zordu ama Allah'tan aldığı vahye uymaması daha zordu. İbrahim a.s büyük bir imtihan karşısında olduğunu anladı. Hiç tereddüt etmeden Allah'a teslim oldu ve durumu oğlu İsmail aleyhi's-selâm'a açmaya karar verdi.

Şimdi konu ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'in açıklamalarını dinleyelim: Allah Teala buyuruyor:


"İbrahim 'Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, 'Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı gôrüyorum, bir düşün, ne dersin ?' dedi. (İsmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.' dedi. Her ikisi de Allah'a teslim oldular (Allah'ın emrine boyun eğdiler). İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: 'Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.' Dedik ve ona (İsmail'e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim'e. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır." (1)
Görülüyor ki, Kur'an da Hz. İbrahim'in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit etmiştir. Çünkü Cenâb-ı Hak kendisine seslenirken: "Ey İbrahim, gördüğün rüyaya gerçekten sadakat gösterdin." buyurmuştur.
İbrahim a.s, Allah'ın emrine boyun eğerek oğlunu kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, İsmail'in yerine bir koyun kurban etmesini emretmiştir. Bu, Allah'ın insanlığa büyük bir lütfudur. Allah, insanları Hz. İbrahim'in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş olmasaydı muhtemelen insanlar, insan kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı.


İbrahim a.s oğlu yerine Cenâb-ı Hakk'ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir. Böylece kurban Hz. İbrahim'den sünnet olarak bize intikal etmiştir.

Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. "Kurban"kelimesinde bu mana vardır. İnsan kurban kesmekle İbrahim (a.s.) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur.

Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her şeyde esas olan iyi niyettir. Kurbanda da böyledir, iyi niyet ve ihlas esastır. Bakınız, bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Onların (kurbanların ) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır.'' (2) Esasen Allah Teâla ancak takva sahiplerinin yapmış oldukları ibadetleri kabul eder. Maide suresindeki şu ayet-i kerimeler bu konuyu bir örnek vererek açıklıyor. Allah Tealâ buyuruyor.


"(Ey Muhammed) Onlara Adem'in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti (Kurbanı kabul edilmeyen ötekine).
-Seni öldüreceğim, demişti. Diğeri ise :
- Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder, dedi ve devam etti : "Allah'a yemin ederim ki sen beni öldürmek için bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim. Ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.'' dedi. (3)


Görülüyor ki, kurban kesenlerden biri iyi niyeti ve Allah'tan korkması sebebiyle sunduğu kurban kabul görmüş, diğeri ise kötü niyeti sebebiyle kurbanı kabul edilmemiştir.

Sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur :
"Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur.''(4)

Kurban, İslâm'daki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bir başka örneğidir. Her gün dünyada sayısız hayvan kesilir ve bundan çoğunlukla varlıklı kimseler yararlanır. Halbuki kurban bayramında kesilen kurbanlardan daha çok yoksullar ve hayır kurumları istifade eder.

1- Saffât, 100-111.
2- Hacc, 37.
3- Maide, 27-28.
4- Buharî, Bedülvahiy, 1.

10 yorum:

Sismadi SSM dedi ki...

very nice blog and excellent posting...
leave ur comment when u visit to my blog.

Interest programming? just visit All About Programming, read and leave comment...
Wannabe learn about blog, visit me in Let Go Blogs

con dedi ki...

hello visiting this great blog

Şükrü Yılmaz dedi ki...

Günaydın hayırlı günler Öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü Kutlar ve Ellerinden Öperim. http://www.sukruyilmaz.net/img/ogretmenler-gunu.jpg

Öğretmenler Günü

Toplumların uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür.

Öğretmen bir sanatkârdır, yarının temelini o attığı gibi, değerli kişilik hamuruna da biçim verir.

Dünyanın her yanında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve en değerli varlığıdır.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Atatürk, ülkenin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması için, eğitim ve öğretimin yaygınlaşması gerektiği inancındaydı.

Bunun için 1928 yılında Arap alfabesini kaldırıp, yerine bugün kullandığımız Lâtin harflerinin kabulünü istedi.

Halk, yeni harfleri kısa sürede öğrendi. Okul çağı dışında kalmış olanlar için de millet mektepleri açıldı.

Şükrü Yılmaz
Antakya-HATAY

http://sukruyilmaz.com
http://sukruyilmaz.net

BENİM ÖĞRETMENİM

Doğuda,batıda benim izlerim,
Güneyde,kuzeyde benim özverim.
Dağlar yol versin,ister vermesin,
Dağı,taşı deler yine giderim.

Devletin çatısı benim eserim,
Ata'mın dediği yolda giderim.
Anamdan,babamdan hatta kendimden,
Bizleri kurtaran eli severim.

İster bozkır olsun,isterse çorak,
Orası bir vatan,kutsal bir durak.
Işığı yakmaktır, benim görevim,
Bizlere yakışmaz,geride durmak.

Alıntı:Ayfer TOMRUK
http://www.dersimiz.com/esiir/siir.asp?id=312

Şükrü Yılmaz dedi ki...

Günaydın Hayırlı Günler Kurban Bayramınzı kutlar sizlere hayırlara vesile olmasını dilerim.saygılarımla. http://www.sukruyilmaz.net/images/BayramTebrigi.jpg

Dostluğu, sevgiyi ve geleceği... Aşımızı, ekmeğimizi, soframızı... Hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı paylaştığımız; birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, mutluluklar dileriz.

Ayşe & Şükrü Yılmaz
Antakya-HATAY

http://www.sukruyilmaz.com
http://www.sukruyilmaz.net

KURBAN BAYRAMI

Kısmetse keserim kurbanımı
Bunun adı hayvan katliamı mı
Ah canım önce sen veriver
Şu öldürdüğün çocukların hesabını
Sevsinler senin işine geldiğince
Dünyaya bakışını
Kurbana eziyet etmeyeceksin
Bu kutlu günü kirletmeyeceksin
Başına kurdele tak
Bembeyaz yününe kına yak
Sev okşa hayvanı
Kara gözlerinde beyaz bez bağlı
Yaradan inşaalah kabul eder kurbanını
Amaç et yemeyene yedirmek
Büyüklerin, çocukların, eşin dostun gönlüne girmek
Küskünlükleri gidermek
Önce yetimleri yoksulları giydirmek
Onlarla kavurma yemek
Kavruk yüreklere sevinç serpmek
İşte bayram bu demek

Alıntı:http://ozelgunler.siirleri.net/kurban.bayrami.htm

911 dedi ki...

güzel giriş

Adsız dedi ki...

hayırlı bayramlar

gelibolu17 dedi ki...

selam canım nasılsın.görünmüyon çoktandır.sevgiler selamlar

Prie dedi ki...

nice idea ....

gelibolu17 dedi ki...

selam canım çok şükür,dünya telaşıyla uğraşıyoruz.sevgiler selamlar.görüşmek üzere.

ahmed dedi ki...

...Allah derim baska hiç bir sey demem...




Sahip olduklarınızın sizin olduğunu düşünüyorsanız muhtaçsınız demektir.
Varlık içinde yokluğu görmemişseniz, yoksulsunuz demektir.
Cesaret,Allah'tan korkmaktır; korkmuyorsanız korkaksınız demektir.

Kelimeler kalbinde hikmetler taşır, hikmeti görmüyorsanız cahilsiniz demektir.

İnfak etmek, azametle bilinir;vermeye güç yetirirken veremiyorsanız âcizsiniz demektir.

Ama bir ömrün kavşağında durup geçmişe set çekebiliyorsanız cesursunuz demektir.

Sebeplerin ardındaki sebebi, her şeyin üstündeki müsebbibi arıyorsanız ârifsiniz demektir.

Vazgeçilmez olan için kendinizden bile vazgeçtiğinizde hazırsınız demektir. Ve bir gün her şeyiniz hiçbir şey olduğunda,gemileri yakmak için imkansızı düşlerken...


ALLAH SİZE YETER...
Doğumla ölüm arasında, gecenin karanlığında, bir şafak aydınlığında,

dört mevsim yedi iklimde...


ALLAH BİZE YETER ...
İhtiyacı yaratan, hiçbir şeye muhtaç olmayan, lütfeden, ihsân eden

ALLAH BİZE YETER...
Kimsesiz kaldığımızda, mutluluğumuz alındığında ellerimizden,yalnız bırakıldığımızda, suçlandığımızda, kınandığımızda; bir seccadenin şefkatinde dualar kalbimize deyip geçerken, dil ile ikrar edilen kalp ile tasdik olunduğunda...


ALLAH BİZE YETER...
Kalbimiz ağrıdığında, dilimiz dolandığında, omuzlarımızın üzerinizdeki yükün altında ezilirken; sevilmediğimizde,anılmadığımızda ...

Yorulduğumuz zaman, direnmekten vazgeçmeyi düşündüğümüzde,hata ettiğimizde günahın pişmanlığıyla tükenirken...

Velhasıl yandığımız zaman zulmetin alevinde,ateşi serin ve selametli kılan

ALLAH BİZE YETER...
Duanın gücünü anlayıp yalnız O'ndan istediğimizde, O'na güvendiğimizde, O'ndan başka hiçbir şeyimiz kalmadığında...


ALLAH BİZE YETER...
O, ne güzel bir vekil,ne güzel bir dost, ne güzel bir yardımcıdır.
"Ey Rabbimiz, Bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır..."





selam ve dua ile kardeşim